18 Ocak 2010 Pazartesi

Gökkuşağı

Günahın büyüsüyle ve onun kucağında
Çalkalanarak geçen soğuk bir gecenin ardından,
Yavaşça yola koyulduk,
Yok oluşun başlangıcından
Varlığın yokluğuna...

Etraf sisliydi,
Gözler kanlı.
Eller buz tutmuş,
Varlığımız yokluğumuzun
bir göstergesiydi
Kızıl bir güneş doğarken
Sislerin ardından
Uzaklarda atılan çığlıklar
Bizim ruhlarımıza karışıyor
Ve ruhlarımız bizi terk ederek
Onlarla geziniyordu mor gökyüzünde.

Kuş sesleri beyinlerimizi delerek
İçine giriyor ve çınlatıyordu kulaklarımızı
Saksağanın havada dans edişi gibi.
Karşı dağlardaki karlar ellerimiz kadar soğuk
Kalplerimiz kadar sıcaktı,
Ilık nefeslerimizse rüzgar...

Bir tayın kanatlarında
Girmek istedik gökkuşağının altından
Renklerinin içine doğru.
Ve, gözlerimiz karardı o an
Gökkuşağı olduk biz,
geçmişten geleceğe uzanan...

1999-2010
© Emre Karahasan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder