3 Aralık 2009 Perşembe

Islak Tüyler

Islak tüylerini
Vücuduma dokundur.
Dokun bana güller gibi kokarken.
Dokun ve ıslat beni,
Sıcacık geceler içerisinde çırpınırken
Isınmak için.

Ne kadar kararsız kalabilir ki gök,
Ağlamamak için?
Ne kadar kararsız kalabilir ki beden,
Doğmamak için?

Çok eski melodiler var beynimde,
Çok eski şarkı ve ilahiler,
Çok eski geceler ve krallıklar,
Çok eskiler...

Sen hep vardın biliyor musun?
Rastlantı değil bu.
Zaten kayboldu o, denizinde illüzyonun.
Daha önce vardı her şey.
Daha sonra da olacak her şey.
Hiçliğe ulaşana dek.
Damlamamalı gözyaşları,
Korkaklık son bulmalı.

Islak kanatlarını dokundur bana,
Taşırken üzerinde kayıp cennetin
Kokusunu.
Gölgelerimi bırak,
Anlaşırım ben onlarla.
Su ve Ateş, Toprak ve Hava
Elementler ve Öz.
Kaybolmayan, yitip gidemeyen.
Ağlayan yağmur taneleri,
Uğuldayan rüzgarın sesi,
Kilitli yüzler ve duygular
Uzak ya da yakın.
Şarkıları masumiyetin.

Sen,
Tatlı, güzel, şirin
Korkutucu, sevgili meleğim,
Dokundur ıslak kanatlarındaki
Tüyleri bana, çıplak vücuduma,
Islanırken biz açıversin zalim güneş,
Ve katletsin onu bulutlar.

O kadar derin ki gözlerin,
Yetersiz kelimelerim.
Söylediğim gibi,
Minik bir şişede sakla gözyaşlarını,
Kutsamak için beni....


2001/2005/2009

© Emre Karahasan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder