24 Haziran 2012 Pazar

Şehir ve şehir.

Üzerime doğru yıkılıyor şehir.
Gecenin karanlığında
parlayan ışıkları
dudaklarının dudaklarımı
keşfe çıktığı an gibi
Yüzlerce volt elektrikle
Sallanan titrek ruhlar gibi,
Üzerime doğru
Çöküyor tüm şehir.

Şehir üzerime geliyor
Kahkahalar uzaklaşıyor
benden,
Sessizlik arıyorum
Gözlerinde hayatın ışığını
İçime çekmişken.

Boğuyor beni şehir
Yok Ediyor yaşanmamışlıklar
Gölgeler ve uzaklıklar ve uzun
Yıllardır salınan ruhlar ve
daha sonra salınmaya başlayanlar.

Gölgemden korkutuyor beni
bu şehir.
Ter kokularıyla,
Karanlık gölgelerle dolu
Bu şehir ürkütüyor

Yakılan tütsülerin dumanı
Saçlarının arasına karışıyor
İtaat etmiyor ruhlar
İsteklerine beynin.

Söylenmemiş sözler ve sözcükler
Yine de, belki de ve nedensizce
ve, ve gerçekten, ve dolunayın şehvetinden,
yansıyıp bedenlerimize,
Nasıl diyebilirim ki,
Usulca,
Ruhumu becerdiğini ?

Yıkılıyor şehir
Üzerime doğru.
Dokunuşlarının hafifliği
Yok ederken zihnimi.


Yıkılıyor şehir,
Üzerime doğru.
İtiraf edemediklerim
dayanınca ruhuma,
Ve sen satmışken ruhunu
Çok uzun yıllar önce.


Şehir,
Çöküyor
Üzerime
Tüm
Ağırlığıyla.
Kalkamayacağım
Biliyorum.
-belki de!-


© Emre Karahasan

-belirsiz bir zaman 2011'de.-


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder