27 Mart 2012 Salı

Monolog II

Ne acı ne de ölüm var,
Varolmayan fakat var olan masalların
Tozlu sayfaları arasında.
Herşey bir parçası Gerçeğin yalanlarının belki de.
Bir rüyadır hayat
Kendi içerisinde kendini yaşadığı
Ve kendi kendisini
Yok ettiği,
Ne melekler ne de masallar var şimdi,
Kendi yoklukları içerisinde yok ettiler kendi kendilerini.

Yakarışlar yersiz,
Gülünç ve kimsesiz,
‘Ben’ ve ‘Aşk’ kaldı sadece
Geriye kalan, yalanlardan
Tatlı kabuslarımızdan ve
Kabusumdan...

Bulutlar hızla yaklaşıyorlar
Şehir denen çürümüş organizmanın
Üzerine. Bir tufan gerek
Tekrar, dönebilmemiz için geriye....

Dudaklarımın arasında bir gitan
Yol alıyorum
Geceden sabaha,
Sabahtan da geceye doğru hızla.
Ego savaşır 'Ben'ile
Bazen Ben kazanır
Bazense Ego. Alkışlar ve kahkahalar,
Alt ve üst.
Kapıların aralanmasına
Ne kadar kaldı ki?
Onlar ki derinlerde saklı
Ve tozlu,
Aşılmalı aydınlık dehlizler
Yıkılmalı kuleler,
Ve kanlı topraktan fışkırmalı
Nergisler,
Yol gösterirken büyünün tanrıçası.
Melekler kadar gerçek,
Melekler kadar yalan,
Melekler kadar Ben ve Sen...

© Emre Karahasan
(çok eski ve şimdiki zaman)

1 yorum: